İkibinlerin başı gibiydi. Çok içtiğim bir gece (nasıl içmişsem artık) hastaneye götürdü arkadaşlar beni. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi. Çok ağır değildi durumum sanırım. Mide yıkamaya falan gerek duymadan iğne yapıp serum takıp yatırdılar bir yatağa. Sızmışım.. Gözümü açtığımda bir ses duydum. Adamın biri bana sesleniyor. Kafamı sese doğru çevirdim. Bir kaç yatak ötede belden üstü çıplak, omuzlarından göğsüne kadar kocaman örümcek dövmeleri olan, her iki kolu da dirseğe kadar sarılı, çam yarması gibi bir adam bana sesleniyor..
“Şşştt, genç!”
Etrafıma bakındım tekrar, ikimizden başka kimse yok odada. Yine de şu salak soruyu sordum.
“Bana mı dedin abi?”
“Genç, kapıyı tut sigara içmem lazım.”
“Sigara!..”
“Kapıyı tut kapıyı. Sigara içmem lazım!”
Vay amına koyim dedim içimden. Ulan hastanede bile değişmiyor hiçbir şey. Nerde manyak var bir şekilde kesişiyor yolum.
“Abi serum takılı kolumda nasıl kalkayım?”
“Oğlum al serumu öbür eline geç kapının oraya, camın önünde içerim ben çok daraldım.”
“Abi içmesen.”
“Lan oğlum…”
Tamamlayamadan lafını hemşire girdi odaya. Adamın serumunu değiştirdi. Bir de iğne yaptı sanırım. Çıktı tekrar. Sessizlik oldu epey. Gözlerini tavana dikmiş öyle bakıyor adam. Dayanamadım ben laf attım bu kez.
“Abi n’oldu sana?”
Sanırım sormamı bekliyormuş, anlatmaya başladı ben sorar sormaz.
“Gülüm ben Osmangazi durağında taksiciyim. İşten çıktım gece. Bayinin önünden geçerken durdum. İki tane bira bir de sucuk aldım. Severim ben çiğ sucuğu. Yedim içtim işte bir kenarda. Sonra eve girdim. İki tane kızım var benim ellerinden öper. Yatmışlar. Yanlarına sokuldum. Seveyim biraz dedim bütün gün görmüyorum zaten. Kokuyorsun diye öptürmediler. Hanımın yanına gittim. Ona sokulayım dedim. Surat beş karış. Öff dedi itti beni göğsümden. Delirdim ben. Camı çerçeveyi yumruklamışım hiç hatırlamıyorum. Sonra komşu aldı buraya getirdi beni.”
Adam kan kaybından ölüyormuş. İki kolunda kırktan fazla dikiş.. Zor yetiştirmişler.
“Niye be abi” dedim “Değer miydi?”
“Ne bileyim be gülüm. Sabahtan geceye it gibi çalışıyorum. Kim için? Onlar için. Ayda yılda bir canım çekmiş sucuk almış yemişim. Ne diye horluyorlar beni?”
“Abi horlamamışlardır ya. Hem kötü kokar o.”
“Koksun amına koyim. Ben hayatımı onlara feda etmişim lan. Bir gece kokuma dayanamıyorlarsa sikerim ben böyle hayatı!. Gözüm döndü işte birden.”
Bir şey demedim. Baktım bir süre abiye. Haklı gibi geldi bana. Tamam manyak olmaya manyak adam. Hem acıdım da kızlarıyla karısına, nasılda korkmuşlardır kim bilir. Ama.. Canı çekmiş lan işte. İki bira bir sucuk. İdare ediverin ne var yani.
Tekrar konuşmaya başladı.
“Taksinin sahibi de duymuş mevzuyu. Kesin altımdan alır arabayı. Vazgeçirmek lazım.”
“Abi bu kollarla nasıl çalışacaksın ki?”
” Bir şey olmaz. Ben bir zaman kırık ayakla iki ay kullandım taksiyi.”
Cevap veremeden doktor geldi. Tamam sen gidebilirsin dedi. Hemşire serumu çıkardı kolumdan. Toparlandım. Yanından geçerken abinin hadi geçmiş olsun dedim.
“Genç” dedi.
“Efendim abi”
“Bekarsın dimi?”
“Evet abi.”
“Sakın evlenme bir sucuk bile yedirmiyorlar adama..”