328.
Hayat ne biliyor musun abi? Düşün bak rövanş maçındasın. İlk maç kendi evinde sıfır sıfır bitmiş. İkinci maç oynanıyor. Deplasmandasın. Dakika doksan artı iki. Bir sıfır yeniksiniz. Hakem üç dakika uzatma vermiş. Yani bitime yarım dakika ya var ya yok. Gol atarsanız tur sizin, atamazsanız her şey bitiyor. Maçın uzama ihtimali yok. Bir uzun top yollamış kalecin. Önüne düşmüş. En ileride sen varsın. Pas verecek adam arıyorsun. Arkadaşlarının yorgunluktan götü düşmüş. Etrafında kimse yok sizden. Senin de götün düşmüş. Topu sürmeye mecalin yok. Sürebilsen kaleciyle karşı karşıya kalıp topu kaleye takman işten bile değil. Ama mecalin yok. Ve maç bitti bitecek. Umutsuzca ve tüm gücünle abanıyorsun topa. Kaleye en az otuz metre var. Olmaz. Gol mol olmaz. Bi sik olmaz artık. Ama n’apçan, olmayana kadar zavallı bir umutla bekliyorsun işte. Top üstten auta çıkana kadar bekliyorsun. Maç bitiyor sonra. Eleniyorsun. İşte hayat o havadaki top abi. Biliyorsun hayatta gol olmayacak. Ama başka ne çaren var ne de şansın. Bir şey olmayacağını bile bile bekliyorsun. Bir şey olmayacağını bile bile beklemek işte hayat..
329.
Anlatmaya doyamazsın bağını bahçesini
Kuş kondurmaktan bahsedersin serin bahar akşamlarından
Susar dikkatle dinlerim
Iskaladığın bir şey olur ama sen fark etmezsin ben fark ederim
Ne de olsa şehir sonuçta
İzmir seni çok sevmez
Ben seni çok severim